MoR-CaFeS'ime HOŞGELDİNİZ

Bu benim dünyam.. Yaşam alanım! Odam.. Labirentim.. Çıkmazlarım.. Kafesim..
Siz de benimle; benim labirentimde, mor cafesimde kaybolmak isterseniz, buyrun içeriye!!

23 Ocak 2010 Cumartesi

BEYAZ İSTANBUL



Başlıktan da anlayacağınız gibi bugün İstanbul'un üzeri bembeyaz bir örtüyle kaplandı.. Sabah gözlerimi açıp, camdan baktığımda; her bir tepesi karla kaplanan bu 7 tepeli mükemmel şehire, bir kez daha aşık oldum.. 

Beyaz rengi, tüm dünya da saflığı temizliği temsil eder ve dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'un beyazlar içine bürünmesi beni resmen büyülüyor..


Yaprakları dökülmüş ağaçların, sanki beyaz çiçekler açmışçasına kar ile kaplanması; tepelerin bir tek zirvelerinin değil tamamının beyaza örtülmesi; çocukların sokaktaki kar topu savaşı ve şehre sanki, ters-düz edilmiş bir yılbaşı süsü gbi, bembeyaz köpüklerin yağmasından gözlerimi alamadığımı farkettim bu sabah..

Ve kendime bir kahve yapıp camın kenarında bu güzel günü izlemek istedim sessizce..

Mutfağa doğru yöneldim, önce bir kupa çıkardım en büyüğünden, sonra kahveyi aldım dolaptan.. Tabii bu sırada su kaynasın diye tuşuna basmıştım ki.... ELEKTRİKLER KESİK....!!!

Yıl 2010

Evet.. Yıl 2010 ve biz bu sene Dünya Kültür Başkenti seçilmiş bir şehirde yaşıyoruz.. Bunu şehrin dört bir yanında yapılan pahalı törenlerle kutluyoruz.. Kar yağacağı, fırtına olacağı günler öncesinden duyuruluyor.. AKOM (Afet Kordinasyon Merkezi) tüm önlemleri aldığını açıklıyor.. 

Bunları duyduğumuzda, "biz artık gelişiyoruz, baksana adamlar her türlü önlemi alıyor" diyoruz.. Ama fırtınadan dolayı olacak bir elektrik kesintisine hala çare bulamıyoruz.. 
Elektrik idaresi ile konuştuğumda aldığım cevap ise; "bir kaç saat içinde düzelecek, yoğun kar yağışı ve fırtına sebebiyle" deniliyor..

Bu güzel şehrin eksikleri o kadar çok ki: "işte bu oldu" dediğimiz noktada hoop... 1 eksi daha geliyor... Ve her zaman olduğu gibi.. 3 yanlış 1 doğruyu götürüyor..