MoR-CaFeS'ime HOŞGELDİNİZ

Bu benim dünyam.. Yaşam alanım! Odam.. Labirentim.. Çıkmazlarım.. Kafesim..
Siz de benimle; benim labirentimde, mor cafesimde kaybolmak isterseniz, buyrun içeriye!!

30 Nisan 2010 Cuma

Yaşanmış Bir Olay






Facebook'ta dolaşırken bir arkadaşımın alıntı yaptığı bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim..

Bu olay 14 Ekim 1998 de kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşmiş.






"Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı.
Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadıına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı.

Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.

Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına: "Çok özür dilerim geciktim.Birinci sınıfta bir yer buldum… Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz' dedi ve bu izni verdi."

Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı. Aynı anda hostes, oturmakta olan zenciye dönerek: "Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için beni takip eder misiniz lütfen? Seyahat firmamız adına kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan kimsenin yanında oturmak mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor."

Tüm yolcular hep birlikte, bu olayı iyi bir biçimde sonuçlandıran uçak personelini alkışlayarak tebrik ettiler.

O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı ödüllendirildiler. Aşağıdaki mesaj, tüm ofislere personelin görebileceği bir biçimde iletildi:

"İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar."


22 Nisan 2010 Perşembe

BUGÜN 23 NiSAN




 Merhaba... Ben Emre.. Işık okulunda okuyorum.. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çok seviyorum, O yüzden ATATÜRK ve TÜRKİYE'yi çok seven bir kişiliğim. 

Ayrıca herkes sever beni. Şiir yazıyorum, hikaye yazıyorum.

Atatürk şiir kitabı yazıyorum. 23 nisan yazılarım da var ama bulamıyorum. Keşke bulabilsem güzel olurdu.

İmza:
Emre Ekici


23 Nisan için Blogum Ona Teslim...



=) Sonunda blog'umu birine teslim ettim :) Yazısı hazır... Ama birazdan ekliycem bu aksam önce onunla sizi tanıştırcam.. :))




 Emre Ekinci...
 Özel FMV Işık Okullarında okuyor.. 

Kendisini 3-4 senedir tanıyorum... Dünya tatlısı zehir gibi bir çocuk..




"Benim internet sayfama yazı yazar mısın?" diye sorduğumda; 

"Hemen yazarım" dedi.. 15 dk sonra kapı çaldı ve Emre'nin yazısı hazırdı..

Hemen birkaç kare fotoğrafını çektim Emre'nin.. 


Bu arada öğrendim ki; Emre, büyüyünce medya dünyasında çalışmak istiyormuş.. Babası ile konuşurken benim şu anda bir reklam şirketinde çalıştığımı öğrenen Emre, "Bende büyüyünce reklamcı olcam" dedi.. 

Sonra, Emre'nin bir çok yazısının olduğunu öğrendim.. "Emre ile Necati" diye bir yazı dizisi bile varmış.. Küçük Bey'imiz şu sıralar yazı dizisine yazdığı sonu pek beğenmemiş.. "Komedi filmine böyle son olmaz" demiş ve yeni bir son yazacakmış... 





Emre, bir ara yazılarını bana getirecek.. Ve ben Emre'ye önce Blogumdan bir bölüm ayıracağım, sonra eğer kendisi de memnun kalırsa, ona bir blog sitesi açacağız... =) Söz verdik.. =) 



Bir de bu fotoğrafı çekildikten sonra, evine giderken söylediği bir cümle vardı Emre'nin...
Beni gece gece gülümsetti.. Buraya da ekleyeceğim.. Sizin de yüzünüzde gülümsemeler açacak olan yazımın son cümlesini:

"Fotoğraf çektirirken zorluk çıkarmayı çok severim..."




21 Nisan 2010 Çarşamba

23 Nisan'da Devir İşlemi için geri sayım başladı..


23 Nisan'da bu blog kimin???

Bugün 21 Nisan 2010... Yani 23 Nisan'a 2 gün var... Bende 23 Nisan'da blogumu bir çocuğa vereceğim.. Ve blogumu bir çocuğa vermenin rahatlığıyla uyuyacağım bu gece... Çocuğumuz kim derseniz öncelikli seçimi Unicef'den yana kullanacağım.. Unicef'e mail atacağım ve bir çocuğun bloguma birşeyler yazmasını isteyeceğim... Olmadı Kardeşimin okulundan ilkokul çocuklarına yazdıracağım... O da olmadı, konu komşuya sorcam... Baktım hiç olmuyo... İçimdeki çocuk size bişeyler anlatır belki... 

Şimdiki çocuklar ne hisseder, ne düşünür bilmiyorum ama... Ben 23 Nisan için bu sefer çok heycanlıyım... Çünkü blogumu bir çocuğa teslim edeceğim... =) Umarım güzel şeyler anlatır bize.. Biz de keyifle okuruz... =)